Sürekli Yenildiğim Cihan Pehlivanları veya Silahşörleri
Sürekli Yenildiğim Cihan Pehlivanları veya Silahşörleri
Bir türlü baş edemediğim ve hep yenilgiye uğradığım cihan pehlivanlarını en sonunda itiraf etmeye ve size açıklamaya karar verdim. Bu sakıncalı piyade vatandaşlar benim için süt, yoğurt ve ayrandır. Bu üç pehlivan beni hep alt ediyor, her defasında galip geliyorlar. Bazen cesaretim geliyor, tekrardan mücadeleye girişiyorum ama nafile. Bazen ‘tek tek gelin de icabınıza bakayım’ diyorum ama yine kâr etmiyor.
Benim gözümde sanık sandalyesinde oturan bu silahşörler, benimle hemdem oldukları zamanlar; geliyor tatlı bir rehavet ve mışıl mışıl bir uyku. Bunu yerine getirmek sanki bir emir, yapmamak dünyada olmaz. Ne yapayım ben de kuzu kuzu teslim oluyorum. Yanlış anlamayın ‘kuzu kuzu teslim olmayı’ . Önceleri direndiğimi ifade ettim ama başarı oranı her seferinde sıfır oldu ne yazık ki.
Peki benim açımdan hüzün verici olan bu mücadelenin bir rövanşı yok mu? Var. Galip gelme ihtimali çok zor olsa da var mı? Var.
Evet, şimdi kendi geliştirmiş olduğum savunma mekanizmalarını kamuoyuna açıklıyorum: Bunlar birkaç bardak güzel çay veya iyi yapılmış bir fincan kahve. İnanın bu zat-ı muhteremler bana öyle müthiş bir direnç veriyorlar ki yukarıda isimlerini andığım, pusuda bekleyen silahşörlerin bu sefer üçü birden gelebilirler. İşte meydan ve işte çaylı / kahveli, önceleri yendikleri pehlivan! Bir de şimdi gelsinler de görelim bakalım.
Sizin de böyle yardımcı personeliniz olması dileğiyle.
NOT: Lütfen bu yazıdan süt, yoğurt ve ayran düşmanlığı çıkmasın. Onlar her zaman sofralarımızın baştacıdırlar.