Sekiz Haziran veya Refîk-i âlâ
Sekiz Haziran veya Refîk-i âlâ
Hayatı boyunca çekti acı, çile ve ızdırab
Nihayet bugün de dokundu tele; son mızrab
Yüce Allah göndermişti onu; Alemlere Rahmet
En meşhur adı Muhammed; bir başkası Ahmet
Gitmeyin ateşe! diye makas gibi açtı kollarını
Bir bir temizledi, insanlığın dikenli yollarını
Tebessüm kat’iyen eksik olmadı yüzünden
Darda ve zordakiler ise hiç kaçmadı gözünden
Hele de hiç mi hiç dönmedi; verdiği sözünden
Ne dedi ve yaptıysa; hepsi kalbinden/özünden
Yüreği sevgi ve şefkat doluydu; kıpır kıpır
Çoğu zaman da gözlerinde yaş; şıpır şıpır
Şu an görev bizim ama dökülüyoruz; sapır sapır
Şimdilik kalem bari yazsın bunları; satır satır
Çare yok; elbet bir gün, biz de göçeceğiz
Eteğimizdeki tüm taşları bir bir dökeceğiz
Vakit-saat gelene dek belki biraz kök sökeceğiz
Ama dünya sarp bir yokuş; bunu akla sokacağız
Ey Kutlu Nebi; gelişin bize saadetti, gidişinse hazan
Tarihler böyle kaydetmiş o günü; Sekiz (8) Haziran
Doğrusu tarihlerin çok da fazla bir önemi yok
Lâkin çözüm bekleyen sorunlar bir hayli çok
İnşallah biz de, bunun bilinç ve gayretinde oluruz
Ve biten her yola, kitap/sünnet üzre yine koyuluruz
Sıtkı Nurdoğdu
08.06.2022